Hidrojen Bombası Nedir?
Hidrojen Bombasının bir diğer adı da Füzyon bombasıdır.Hidrojen bombası kontrolsüz termonükleer enerji sağlayabilen yıkıcı bir nükleer silahtır.Hidrojen Bombası, dünyanın en büyük ve en ölümcül silahıdır.İnsanlık tarihinin en korktuğu bomba olan Hidrojen bombası aynı zamanda dünyanın en güçlü silahıdır.
Hidrojen bombasının etkisini anlayabilmek için şuna bakmak yeterlidir; Norma seviyedeki bir hidrojen bombası, aynı seviyedeki bir atom bombasında binlerce kez daha kuvvetlidir. Hidrojen bombası temelde güneş benzeri, nükleer füzyon reaksiyonundan güç alan bir silahtır. Füzyon reaksiyonunda, atom çekirdekleri birleşir, büyük çekirdekler meydana gelir ve ortaya akıl almaz bir enerji çıkar.
Hidrojen Bombasının Etki Alanı
Hidrojeni füzyona uğratmak için, 100 milyon dereceden fazla ısı gerekir. Bu da, ancak atom bombası benzeri bir patlamayla mümkün olabilir. Önce atom bombası patlatılır, gereken ısıya ulaşılır, o sırada devreye hidrojen ve izotopları füzyon gerçekleştirir. Hidrojen bombası için son derece ilginç bir tanım kullanılır: “Bir hidrojen bombasının patlama gücü, dünya tarihindeki tüm patlamaların toplamından fazladır.”
ben size canlılar üzerindeki etkisini sordum ama yine de teşekkürler
çok sağolun işime yaradı ödevimi bulabildim
ewet ya işime çok yaradı
hidrojen bombasının canlılara olan zararı için yeterli bigi yok:(
hidrojen bombasının canlılara ve insanlara zararının bilgisi yok ama :Ç
yinede teşekkür ederim
♥:)…Bende canlılar ve çevre üzerindeki zararlarını sormuştum ama hinede emeğinize sağlık… :)♥
♥:)…Bende canlılar ve çevre üzerindeki zararlarını sormuştum ama hinede emeğinize sağlık… :)♥……………..
bende arkadaslarımızın dedigi konuyu sordum ama yinede cokkk işime yaradı teşekkürler….
bn bunu istemememişDim ama yinede kullanabiliRİm bLki 😀
aslında tam işime yaradı denmez ama yinede özel bölümleri vardı ama tşkkür
sen ne gibi bir ödev aramıştın
ewet çok işime yaramaduı ama yine de tşkkür
sa . çooooooooooooook işime yaradı sağ olun şimdi ödevimi yapıyorum
çevre üzernde etkilernide yazsaydın çok güzel olblrdi :l
ama işime baya yaradı çok saol 😉
çok işime yaradı
Ya biz size camlılar üzerindeki etkileri dedi fakat siz bize “Bir hidrojen bombasının patlama gücü, dünya tarihindeki tüm patlamaların toplamından fazladır.” ne alaka . neyse genede emeğinize sağlık
çok güzel site
ödev bulmak çok kolay
çok iyi değil
işime çoooookkkkkkk yaradı çok teşekkür ederim
ben hidrojen bombasının insanlara etkisini aradım ama bulamadım yinede sağ olun
spr 🙂 <3 <3
evet bende zararlarini (etkilerini) arttıdm googledn. sizin gibi sacma siteler cıkıyor. aradaigim konuyla hic bir ilgisi yok -.- ama yinede sağolun…
yeterli bilgi yok
lütfen atom bombasının çevreyeve canıya verdiği zararları söyler misinizz
Atom Bombasının Etkileri
Atom Bombasının Etkileri
II. Dünya Savaşı’nın son yılında atılan atom bombaları, atomun içinde ne kadar büyük bir güç saklı olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne sermiştir. Atılan her iki bomba da, yüzbinlerce insanın hayatlarını kaybetmesine, kalanların birçoğunda da hayatları boyunca düzelmeyecek fiziksel arazlar meydana gelmesine sebep olmuştur. Birkaç saniye içerisinde yüzbinlerce insanın ölmesine yol açan atomun içindeki muazzam gücün, saniyesi saniyesine nasıl ortaya çıktığını ele alıp inceleyelim:
– Patlama anı… Bir atom bombasının tıpkı Hiroşima ve Nagasaki’de olduğu gibi 2.000 m. yükseklikte patladığını varsayalım. Patlayıcı kütleye fırlatılan ve ilk çekirdeği parçalayan nötron, daha önce de bahsedildiği gibi kütle içerisinde zincirleme tepkimeler oluşturur. Yani ilk parçalanan çekirdekten dışarı fırlayan nötronlar, başka çekirdeklere çarpar ve bu yeni çekirdekleri de parçalar. Böylece hızla bütün çekirdekler zincirleme olarak parçalanır ve çok kısa bir zaman aralığında patlama gerçekleşir. Nötronlar öyle hızlı hareket etmektedirler ki, saniyenin milyonda biri kadar bir zamanda bomba, kütlesi yaklaşık 1.000 milyar kilokalorilik bir enerji açığa çıkarır. Bombanın çevrildiği gaz kütlesinin sıcaklığı, bir anda birkaç milyon dereceye ve gaz basıncı da bir milyon atmosfere çıkar.
– Patlamadan saniyenin binde biri kadar sonra…Patlamış olan gaz kütlesinin çapı büyür ve etrafa çeşitli ışınlar yayılır. Bu ışınlar patlamanın “başlangıç parlaması”nı oluşturur. Bu parlama onlarca kilometre çapında bir alanda bulunabilecek herhangi bir kişide tam körlüğe neden olabilir. Öyle ki bu parlak ışık (yüzey birimi başına), Güneş yüzeyinden yayılandan yüzlerce kat daha büyüktür. Patlama anından başlayarak geçen zaman öylesine kısadır ki, patlamanın yakınında bulunan bir kişi gözlerini kapayabilecek zaman bile bulamamıştır. Şokun basınç cephesi kapalı kapılarda ağır hasarlara yol açar. Buna karşılık elektrik taşıma kuleleri, iki parçadan oluşan köprüler ve cam-çelik yapılı gökdelenler de hasar görürler. Patlamanın yakınlarında da büyük oranda, pudraya benzer ince toz kalkar.
– Patlamadan 2 saniye sonra…Parlayan kütle ve onu çevreleyen hava, bir ateş topu oluşturur. Yüzeyi henüz son derece sıcak ve Güneş’inki kadar, hatta daha parlak olan bu ateş topundan yayılan ısı, 4-5 km çapındaki bir alandaki tüm yanabilir maddeleri tutuşturmaya yeterlidir. Ateş topunun parlaklığı da, görme duyusuna, düzelmeyecek derecede zarar verebilir. Burada ateş topunun çevresinde, çok büyük bir hızla yer değiştiren şok dalgası gelişmiştir. -Patlamadan 6 saniye sonra…Bu anda şok dalgası yeryüzüne çarpar ve ilk mekanik zararlara neden olur. Dalga, şiddetli bir hava basıncı yaratır ve bu basıncın şiddeti patlama merkezinden uzaklaştıkça azalır. Bu noktadan yaklaşık 1.5 km. uzakta bile, ek basınç, normal atmosfer basıncının yaklaşık iki katı olur. Bu basınçta insanların sağ kalabilme şansı %1’dir. – Patlamadan 13 saniye sonra…Şok dalgası yerin yüzeyinde yayılır ve bunu, ateş topunun kovduğu havanın yer değiştirmesi nedeniyle oluşan patlama izler. Bu patlama yer boyunca 300-400 km/saatlik bir hızla yayılır. Bu arada ateş topu soğumuş ve hacmi küçülmüştür. Havadan hafif olduğundan yükselmeye başlar. Yukarıya doğru yönelen bu hareket, yeryüzünde rüzgarın yönünün tersine dönmesine yol açar ve şiddetli bir rüzgar, başlangıçta patlama merkezinden dışarı doğru eserken, şimdi merkeze doğru esmeye koyulur.
– Patlamadan 30 saniye sonra…Ateş topu yükseldikçe, küre biçimindeki şekli bozulur ve tipik bir mantar görünümünü alır. – Patlamadan 2 dakika sonra…Mantar biçimli bulut şimdi 12.000 metrelik bir yüksekliğe, yani atmosferin stratosfer tabakasının alt sınırına ulaşmıştır. Bu kadar yüksek düzeyde esen rüzgarlar, mantar biçimindeki bulutu azar azar dağıtır ve bulutu oluşturan maddeleri (genel olarak radyoaktif döküntüleri) atmosfere saçar. Söz konusu bu radyoaktif döküntüler, çok küçük tanecikler olduklarından atmosferde daha yüksek katmanlara da çıkabilirler. Bu döküntüler yeryüzüne düşmeden evvel, atmosferin üst tabakalarında esen rüzgarlar tarafından dünyanın çevresinde birkaç kez döndürülebilir. Böylece radyasyon döküntüleri dünyanın dört bir yanına dağılabilir. Atomdan Çıkan Radyasyon
Radyasyon, atomun dış yüzeyindeki elektronlara çarptığı zaman, pozitif iyonlar oluşturarak çok ciddi hasarlar verebilir. Elektronlar diğer nötr atomlara bağlanarak negatif iyonlar oluştururlar.
Radyasyon, uzayda saniyede 200.000 km. gibi çok yüksek bir hızda hareket eden, gama ışınları, nötronlar, elektronlar ve benzeri birkaç tip atom-altı parçacıktan oluşur. Bu parçacıklar, insan vücuduna kolaylıkla nüfuz edebilir ve vücudu oluşturan hücrelere hasar verebilirler. Bu hasar ölümcül bir kanserin ortaya çıkmasına neden olabilir ya da üreme hücreleri içinde yer alırsa, gelecek kuşakları etkileyecek genetik bozukluklara yol açabilir. Bu yüzden, bir radyasyon parçacığının insana çarpmasının sonuçları son derece ciddidir. Atom patlamalarında ortaya çıkan ışınlar canlılar üzerinde ya doğrudan doğruya ya da patlama sırasında ortaya çıkan parçalanma ürünleri yoluyla etki yapar.
Bu parçacık ya da ışınlardan biri madde içinde hızla yol alırken, karşısına çıkan atom ya da moleküllerle çok şiddetli bir şekilde çarpışır. Bu çarpışma, hücrenin hassas yapısı için felaket olabilir. Hücre ölebilir ya da iyileşse bile, içinde belki haftalar, aylar, yıllar sonra kanser dediğimiz kontrol edilemeyen bir büyüme başlar.
Merkezi patlama noktasından aşağı yukarı 1.000 metre çapındaki alan içerisinde radyasyon çok yoğundur. Ölüme yol açan öteki etkilerden kurtulanlar kanlarındaki akyuvarların hemen hepsini kaybeder, derilerde yaralar belirir, bunların hepsi birkaç günden iki üç haftaya kadar varan kısa bir süre içinde kanama nedeniyle ölür. Patlama noktasından daha uzakta olanlar üzerinde ise radyasyonun etkisi değişiktir. Ateş topundan yayılan bu zararlı ışınlarla karşı karşıya kalan insan bedeninde 13, 16 ve 22 km. uzaklıklarda sırasıyla üçüncü, ikinci ve birinci dereceden yanıklar oluşur. Sindirim bozuklukları ve kanamalar daha hafiftir fakat asıl bozukluklar daha sonra ortaya çıkar. Saçların dökülmesi, deri yanıkları, kansızlık, kısırlık, çocuk düşürme, sakat çocuk doğurma… Bu vakalarda da on günden üç aya kadar varan bir süre içinde ölüm görülebilir. Yıllar geçtikten sonra bile göz bozuklukları (göze perde inmesi), kan kanseri (lösemi) ve ışınım kanseri meydana gelebilir. Hidrojen bombası patlamalarının en büyük tehlikelerinden biri radyoaktif tozların solunum, sindirim ve deri yoluyla vücuda girmesidir. Bu tozlar bulaşmanın azlığına veya çokluğuna göre yukarıda saydığımız bozukluklara sebep olurlar.
“İnkar edenler, dediler ki: “Kıyamet-saati bize gelmez.”
De ki:”Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O’ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır.”
(Sebe Suresi, 3)
Tüm bu sayılanlara, gözümüzle bile göremediğimiz atomlar sebep olmaktadır. Atomlar gerektiğinde hayatı oluştururlarken, gerektiğinde de hayatı yok ederler. Atomun bu özelliği bizlere ne kadar aciz olduğumuzu ve Allah’ın kudretinin ne kadar üstün olduğunu çok açık bir şekilde göstermektedir.
Atom Bombalarının Yıkıcı Etkileri
Radyasyon, uzayda saniyede 200.000 km. gibi çok yüksek bir hızda hareket eden, Gama ışınları, nötronlar, elektronlar ve benzeri birkaç tip atom-altı parçacıktan oluşur. Bu parçacıklar, insan vücuduna kolaylıkla nüfuz edebilir ve vücudu oluşturan hücrelere hasar verebilirler. Bu hasar da ölümcül bir kanserin ortaya çıkmasına neden olabilir ya da üreme hücrelerine hasar verebilirler. Bu hasar da gelecek kuşakları etkileyecek genetik bozukluklara yol açabilir.
Hiroşima ve Nagasaki’de, II. Dünya Savaşı’nda atılan atom bombaları, atomun içinde ne kadar büyük bir güç saklı olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne sermiştir. Atılan her iki bomba da, yüz binlerce insanın hayatlarını kaybetmesine, kalanların birçoğunda da hayatları boyunca düzelmeyecek fiziksel zararlara yol açmıştır.
Birkaç saniye içerisinde yüz binlerce insanın ölmesine yol açan atomun içindeki bu muazzam gücün, saniyesi saniyesine nasıl ortaya çıktığını ele alıp inceleyelim:
Patlama Anı
Bir atom bombasının tıpkı Hiroşima ve Nagasaki’de olduğu gibi 2.000 m yükseklikte patladığını varsayalım. Patlayıcı kütleye fırlatılan ve ilk çekirdeği parçalayan nötron, kütle içerisinde zincirleme tepkimeler oluşturur. Yani ilk parçalanan çekirdekten dışarı fırlayan nötronlar, başka çekirdeklere çarpar ve bu yeni çekirdekleri de parçalar. Böylece hızla bütün çekirdekler zincirleme olarak parçalanır ve çok kısa bir zaman aralığında büyük patlama gerçekleşir. Nötronlar öyle hızlı hareket etmektedirler ki, saniyenin milyonda biri kadar bir zamanda bomba yaklaşık 1.000 milyar kilokalorilik bir enerji açığa çıkarır.
Bombanın çevrildiği gaz kütlesinin sıcaklığı, bir anda birkaç milyon dereceye ve gaz basıncı da bir milyon atmosfere çıkar.
Patlamadan Saniyenin Binde Biri Kadar Sonra
Patlamış olan gaz kütlesinin çapı büyür ve etrafa çeşitli ışınlar yayılır. Bu ışınlar patlamanın “başlangıç parlaması”nı oluşturur. Bu parlama onlarca kilometre çapında bir alanda bulunabilecek herhangi bir kişide tam körlüğe neden olabilir. Öyle ki bu parlak ışık (yüzey birimi başına), Güneş yüzeyinden yayılandan yüzlerce kat daha büyüktür. Patlama anından başlayarak geçen zaman öylesine kısadır ki, patlamanın yakınında bulunan bir kişi gözlerini kapayabilecek zaman bile bulamamıştır.
Şokun basınç cephesi kapalı kapılarda ağır hasarlara yol açar. Buna karşılık elektrik taşıma kuleleri, iki parçadan oluşan köprüler ve cam-çelik yapılı gökdelenler de hasar görürler. Patlamanın yakınlarında da büyük oranda, pudraya benzer ince toz kalkar.
Patlamadan 2 Saniye Sonra
Parlayan kütle ve onu çevreleyen hava, bir ateş topu oluşturur. Yüzeyi henüz son derece sıcak ve Güneş’inki kadar, hatta daha parlak olan bu ateş topundan yayılan ısı, 4–5 km çapındaki bir alandaki tüm yanabilir maddeleri tutuşturmaya yeterlidir. Ateş topunun parlaklığı da, görme duyusuna, düzelmeyecek derecede zarar verebilir. Burada ateş topunun çevresinde, çok büyük bir hızla yer değiştiren şok dalgası gelişmiştir.
Patlamadan 6 Saniye Sonra
Bu anda şok dalgası yeryüzüne çarpar ve ilk mekanik zararlara neden olur. Dalga, şiddetli bir hava basıncı yaratır ve bu basıncın şiddeti patlama merkezinden uzaklaştıkça azalır. Bu noktadan yaklaşık 1,5 km uzakta bile, ek basınç, normal atmosfer basıncının yaklaşık iki katı olur. Bu basınçta insanların sağ kalabilme ihtimali %1 ‘ dir.
Patlamadan 13 Saniye Sonra
Şok dalgası yerin yüzeyinde yayılır ve bunu, ateş topunun kovduğu havanın yer değiştirmesi nedeniyle oluşan patlama izler. Bu patlama yer boyunca 300–400 km/saatlik bir hızla yayılır.
Bu arada ateş topu soğumuş ve hacmi küçülmüştür. Havadan hafif olduğu için yükselmeye başlar. Yukarıya doğru yönelen bu hareket, yeryüzünde rüzgarın yönünün tersine dönmesine yol açar ve şiddetli bir rüzgar, başlangıçta patlama merkezinden dışarı doğru eserken, şimdi merkeze doğru esmeye koyulur.
Patlamadan 30 Saniye Sonra
Ateş topu yükseldikçe, küre biçimindeki şekli bozulur ve tipik bir mantar görünümünü alır.
Patlamadan 2 Dakika Sonra
Mantar biçimli bulut şimdi 12.000 metrelik bir yüksekliğe, yani atmosferin stratosfer tabakasının alt sınırına ulaşmıştır. Bu kadar yüksek düzeyde esen rüzgarlar, mantar biçimindeki bulutu azar azar dağıtır ve bulutu oluşturan maddeleri (genel olarak radyoaktif döküntüleri) atmosfere saçar. Söz konusu bu radyoaktif döküntüler, çok küçük tanecikler olduklarından atmosferde daha yüksek katmanlara da çıkabilirler. Bu döküntüler yeryüzüne düşmeden evvel, atmosferin üst tabakalarında esen rüzgarlar tarafından dünyanın çevresinde birkaç kez döndürülebilir. Böylece radyasyon döküntüleri dünyanın dört bir yanına dağılır.
Atom patlamalarında ortaya çıkan ışınlar canlılar üzerinde ya doğrudan doğruya ya da patlama sırasında ortaya çıkan parçalanma ürünleri yoluyla etki yapar. Bu parçacık ya da ışınlardan biri madde içinde hızla yol alırken, karşısına çıkan atom ya da moleküllerle çok şiddetli bir şekilde çarpışır. Bu çarpışma, hücrenin hassas yapısı için felaket olabilir. Hücre ölebilir ya da iyileşse bile, içinde belki haftalar, aylar, yıllar sonra kanser dediğimiz kontrol edilemeyen bir büyüme başlar.
Hidrojen Bombasının Etki Alanı
çoooookkkk saolun yhaa işime çoookkk yaradı kı 🙂
ben hitrojen bombasının ne işe yaradığını bulmak için bakmıştım ama yok neyse…….
aokadan ama okadan çoook işime yaradıki anlatamam size çok teşekkür ederim…..
canlılar üzerindeki etkiyi sordum bunu değil
çok işime yaradı
🙂 tmm ödew bitti
YAA KUSURA BAKMAYIN AMA İŞİME HİÇ HİÇ AMA HİÇ YARAMADI
SORUMUN CEVABINI ALAMADIM:)
teşekkürlerrrrr işime yaradı.
harika birsite çok yararlı
beim yıllık ödevimin konusu ; atom bombası ve hidrojen bombasının dayandığı temel ilkeler ve etkilri gençler eğer elinizde sorunun cevabı warsa gönderin 😀
tşkler çok saolun ödevimi yaptım çok işime yaradı 😀 😀 😀
teşekürler çok saolun ödev çok işime yaradı yakşamlar